Datça Knidos Turları (Datça Knidos Turuyla Tarihe Yolculuk)
Datça Yarımadası’nın en uç kısmında, Akdeniz ve Ege Denizi’ni buluşturan yerde, 2600 yıllık bir antik kent olan Knidos bulunuyor. Tarihe muhteşem bir yolculuk yaptıran bu antik kenti, Datça’ya gidip de görmeden gelmeyin. Yöre halkı, “Knidos’u görmeden Datça’yı gördüm deme” derler; antik kentin tüm ziyaretçileri, bu düşünceye katılmaktadır. Datça Knidos turları, tarih meraklılarını bu eşsiz antik kente götürmek için, her gün düzenleniyor. Bu turların büyük çoğunluğu, teknelerle denizden yapılıyor; ancak karadan özel araçlarla düzenlenen turlar da var.
Tekneyle yapılan Datça Knidos turları, beldenin merkezindeki limandan başlıyor. Tekneler genellikle sabah 09.45’te yola çıkıyor. Yol üzerinde koylara uğrayarak bir yüzme molası veriyor ve ardından Knidos Antik Kenti’ne ulaşıyor. Antik kenti gezmek için yaklaşık 1,5 saatlik bir zaman tanınıyor. Ardından yine koylara uğrayıp yüzme molaları vererek, saat 19.00 gibi Datça Limanı’na geri dönülüyor. Karadan yapılan turlar ise, minibüslerle ve bölgeyi iyi bilen rehberler eşliğinde gerçekleştiriliyor. Rehberler, tura katılanlara, antik kentin tarihi hakkında ayrıntılı bilgi sunuyorlar. Meraklıları için, bisikletle düzenlenen Datça Knidos turları da var.
Datça Knidos Turunda Neler Görülür?
Datça Knidos turunda, antik çağın en önemli ticaret kentlerinden biri olan, demokrasinin ilk örneklerinin yaşandığı, bilim ve sanat merkezinin tarihine bir yolculuk yapılır. Knidos, ilk olarak Dorlar tarafından, Datça merkeze 2 kilometre uzaklıktaki Dalacak Burnu’ndaki Burgaz mevkiinde kurulmuş; bundan yaklaşık 2400 yıl önce, bugünkü kalıntıların bulunduğu Tekir Burnu’na taşınmış. Kent, Karyalılar, Yunanlılar ve Romalılara ev sahipliği yapmış. Deniz ticaret yollarının kesiştiği yerde bulunduğu için, tarih boyunca, hareketli bir liman kenti olmuş Knidos. Korunaklı yapısından dolayı, kötü havalarda denizcilerin sığınacağı bir limana sahipmiş.
Bilim ve sanatın da merkezi olmuş Knidos tarih boyunca. Matematikçi, fizikçi ve astronom Eudoksos, Knidos’da yaşamış; burada inşa edilen gözlemevinden, yıldızları incelemiş. Dünyanın 7 harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimari Sostratos da Knidos’luymuş. Yaşadığı dönemin en ünlü heykeltraşlarından olan Praksiteles de, uzun yıllar Knidos’ta yaşamış, birçok eserine, bu topraklarda yaptığı çalışmalar sonunda imza atmış.
19. yüzyıl ortalarında, İngiliz Charles Newton, Knidos’ta kazılar yapmış ve bulduğu eserleri, padişahın izniyle, Londra British Museum’a taşımış. Ardından Amerikalı bir arkeolog gelmiş, özensiz kazılarda bulduğu eserleri, o da ülkesine kaçırmış. Daha sonra, Türk arkeologlar bölgede kazı yapmaya başlamış ve bu kazılar halen sürüyor.
Datça Knidos turuna katılıp antik kente ulaşıldığında, 4 kilometreyi aşan surlarla çepeçevre sarılmış bir liman kenti göze çarpar. Kente girer girmez, 5 bin kişilik kapasiteli bir tiyatro görülür. Kentte, 20 bin kişiyi bir araya getirebilen bir tiyatro daha vardır. Kentin içinde; Dionysos Tapınağı, dükkan ve depo olarak kullanılan Stoa, Afrodit Tapınağı, bugün sadece kaidesi görülebilen Afrodit Heykeli, Dor Tapınağı, Meclis Binası, Nekropol gibi çok sayıda kalıntı bulunmaktadır.